Kocaeli Emek ve Demokrasi Platformu: Artık dur demenin tam zamanıdır

2367.jpg

Kocaeli Emek ve Demokrasi Platformu, İzmit’te bulunan Uğur Mumcu Parkı’nda “Sermaye-Mafya-Çetelerin Değil Emeğin Türkiye’si” başlığıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya platform üyelerinin yanı sıra siyasi parti temsilcileri de katılım gösterdi.

 

“BU MAFYALARA MİTİNGLER YAPILMIŞTIR”

 

Açılış konuşmasını gerçekleştiren TMMOB Kocaeli İKK Sekreteri Murat Kürekci, “Acaba kirlilikler yine su yüzüne çıkacak diye merakla izlemekteyiz. Bize düşen bir seyirci gözüyle izlemek değil. Bunun farkında olan bu ülkenin aydınlık yüzleri olarak bu sürecin sorumlularının tarafları olarak televizyonda görünenler olduğunu biliyoruz. Onların çirkinliklerini teşhir etmek Kocaeli kamuoyu ile paylaşmak için buradayız. Bu mesele sadece bugün ortaya çıkmış bir mesele değil. Nasıl kirli oyunların içerisine girildiğini hep beraber görmekteyiz. Bu mafyalara mitingler yaptırılmıştır. Biz bunları yaşadık, gördük. Bizler haktan, demokrasiden yana güçler olarak bunların hepsine ‘hayır’ diyoruz” dedi.

 

“SUÇA ORTAK OLDUĞUNA DAİR İTİRAFLARDIR”

 

Ortak bildiri KESK Kocaeli Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve BES Şube Yöneticisi Yeliz Yılmaz Karstarlı tarafından okundu. Bildiride şu ifadelere yer verildi; “Karşı karşıya olduğumuz tablo basitçe bir suç örgütü liderinin ifşaları ve iddiaları değildir. Yıllardır devletin her türlü kademesinde yakın ilişkileri olan, iktidara her kritik dönemeçte destek vermiş ve bu sayede yıllarca dokunulamamış, hatta kendisine resmi koruma verilmiş bir suçlunun devlet adına işlenen birçok suça ortak olduğuna dair itiraflardır. ABD/NATO destekli oluşturulan kontrgerilla güçlerinin 12 Eylül öncesi ve sonrası, karanlık bir takım ilişkiler içinde yeraltı organizasyonları kurduğu, iş insanlarını kaçırdığı, işkence ettiği ve öldürdüğü, kadın cinayetleri işlediği herkes tarafından bilinmektedir.

 

“EN ÜST İSİMLERİYLE POZ VERDİ”

 

Faili meçhul cinayetler aydınlatılmamıştır. 1977 1 Mayıs katliamında 36 emekçinin öldürülmesi, 10 Ekim 2015 sürecine kadar yaşanan bombalama eylemlerinde 500’e yakın vatandaşımızın öldürülmesi ve bu sürecin karanlıkta bırakılmak istenmesinin nedeni bu çetelerin ve militarist güçlerin korunması içindir. Son dönemde mevcut iktidarın da bu gibi ilişkileri ve yöntemleri geliştirdiğine dair kaygılar çeşitli vasilerle ifade edilmişti. Halkın her türlü demokratik protesto hakkı dahi gasp edilirken, suç örgütü liderlerinin miting düzenleyebildiği; iktidara yönelik en ufak eleştiri yapanların kapısı polis tarafından basılırken, mafya liderlerinin iktidarın bir parçası gibi davranarak muhalefet liderlerini tehdit ettiği; gazetecilere saldırılar yapıldığı, gazeteciler ve sendikacılar için gözaltı ve hapislerin sıradanlaştığı, mafya lideri için af çıkarıldığı, bu şahısların iktidar ve ortaklarının en üst isimleri ile poz verdiği gerçeğine hepimiz tanığız.

 

“ARTIK DUR DEMENİN ZAMANIDIR”

 

Böyle bir işleyişte hiç kimsenin geleceği güvence altında değildir. Öte yandan bu güçler iktidarların desteği ile devlet yetkilerini kullanarak insanlık suçları işlemişler, uyuşturucu trafiğinin başına geçmişler, kanlı cinayetler, el koymalar ile servet/sermaye birikimi yaratmışlardır. Bu sermaye düzeni bütün yönleri ile çürümüş ve çöküşe geçmiştir. Açıktır ki sermaye sınıfının, tek adam rejiminin denetimine giren yargının bu çürümüşlüğün, hukuk dışı ilişkilerin üzerine gitme “niyeti” yoktur. Türkiye bu karanlık ilişkilerle anılmak ve bunun bir parçası olmak zorunda değildir. Emek, demokrasi, laiklik ve barıştan yana olan tüm kesimler olarak her gün sosyal medyada bu filmi izlemek zorunda değiliz. Artık dur demenin tam zamanıdır. Mafyanın, çetenin, tarikatın ve her tür karanlığın merkezine yerleştiği bu düzenin tuğlasını emekçiler çekecek, duvarı yıkacaklar.”

Exit mobile version