Murat Erinç basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Yaklaşık 6 gün afet bölgesindeydik. Bölgeye yardım malzemeleri, iş makineleri yönlendirdik. Ekipleri oluşturduk ve ilçe başkanlarımızla yola çıktık. Gözlerimizle gördüğümüz şeyleri paylaşmak istedik. O kadar çok farklı şeyler yaşadık ki yaşadıklarımızı anlatıp tarihe not düşmek istedik. Çok fazla siyasete girmeden farkındalık olsun istedik. İzmit ilçe başkanımız önderliğinde arama kurtarma destek ekipleri bölgeye gitti. İlçe başkanlarımız ve arkadaşlarımızla Hatay İskenderun bölgesindeydik. Gittiğimizde gördüğümüz şey çok ciddi bir koordinasyon sorunuydu.
HAKİKATEN DEVLET YOKTU
Hatay ve Antakya arası 50 kilometrelik yarım saatlik yol. Biz o yolu 3 saatte gittik. Trafikte çok büyük sıkıntı vardı. Yolda ambulanslar, arama kurtarma ekipleri yetişemiyordu. trafikten dolayı. Biz trafik olmasın diye köy yollarından gittik. İşi gücü olmayan çok kişi vardı yollarda. Biz orada arama kurtarma için insanları götürdük. İnsanlarımız iyi niyetli bir şekilde oraya gitmiş ama işi olanların oraya ulaşmasını engelleyecek bir trafik sorunu oluşmuştu. Maalesef ki devlet yoktu diyorlar ama hakikaten devlet yoktu. İlk iki gün arama faaliyetleri başlamamıştı. Biz gözümüzle gördük devlet iki gün oraya gitmemiş. 99 depreminden beter olduğunu söyleyen vatandaşlarla karşılaştık. İlk önce oraya askerin inmesi lazımdı. Askeriyenin depolarında gıda malzemeleri her zaman vardı orada vatandaşa sıcak yemek verebilirdi. Asker yoktu.
BİZ DEDİMŞTİK DEMEYİ SEVMEM AMA BİZ DEMİŞTİK…
Siyaset yapmayın diyorlar tam da siyaset yapılacak zaman. Acılarımızın üstünden zaman geçsin diye kendimizi tutuyoruz. 24 sene bu ülkede deprem vergisi ödendi. Bunlar olası depremde yaraları sarmak için kullanılacak vergilerdi. Deprem vergisiyle yol yaptık dediler, yollar depremde çöktü. Yol parçalanmış yoldan aşağı düşüyorduk. Bizzat şahidiz. Bunları biz yaşadık, oturduğum yerden ahkam kesmiyorum. Oraya gittik ve gözlemlerimizi size aktarıyoruz. Canlarımızın vefat etmesindeki en önemli sebep imar barışı. İmar barışından yararlanan konutların çoğu yıkıldı. Biz demiştik demeyi hiç sevmem.
ÇALIŞMAYA HAZIRIM
Genel Başkanımız Muharrem İnce yıllardır bu ülkenin en önemli sorunu depremdir diye avazı çıktığı kadar bağırdı. Söylemek istemiyorum ama biz demiştik. Şu an Hatay’da çok büyük bir tehlike var. O bölgenin yerlileri şehri terkediyorlar. Oraya Suriyelileri doldurmayın sakın. Hatay bizim şahsi meselemizdir. Yerel yöneticilere seSleniyorum, kentimiz için olası deprem öncesi yapılacak mikro bölgeleme çalışmaları için ben hazırım. Beni alıp kendi elemanlarıymış gibi kullanabilirler. Bilime önem verilmediğimi için biz bu haldeyiz. Okulları kapattı. Pandemide de oldu bu. Bu çocuklar uzaktan eğitimle neyi öğrenecekler. Olası bir Marmara Depremi’nde bizi enkazlarından onlar kurtaracak. AFAD, AKUT kurtarmayacak bizi enkazlardan bu çocuklar kurtaracak. Doğru eğitim alırlarsa o binalar yıkılmayacak. Ülke olarak enkaz altındayız şu an. Bu işe kader diyemezsin.”
